Çumra Mutlu Son

Çumra Mutlu Son

Çumra Mutlu Son

Kadın Cole,

onu usulünce yanıtladı ve beyefendinin gözlerinde bizi

çabucak yalnız bırakması isteğini okuduğundan, bu şekilde Çumra Mutlu Son

kırılgan bir acemiye insaflı davranmasını rica ettikten sonra

odadan çıktı.

Bay Barville, dikkatini bayan Cole’a yöneltmişken, benim

dikkatim, öğrendikleri kırbaçla kafalarına sokulan çocuklar

benzer biçimde, hazzını bu şekilde tuhaf bir şekilde kazanmaya mahkûm

edilmiş, mutsuz genç beyefendinin görünüşünü ve tavırlarını

incelemekle meşguldü.

Son derece açık ve pürüzsüz bir teni vardı, en çok yirmi

yaşındadır diye düşünmüştüm, ama tahminimden üç yıl daha

yaşlıydı. Bu yanılgıyı genç görünümüne ve şişmanlığına

borçluydu. Bu şişmanlık kısa, bodur vücuduna yayılıyor ve

ona pembe yüzlü Bakus havası veriyordu fakat yüzünün

şekline karşıtlık olan, açıkça belirgin sert ifadesi bu uyumu

bozuyordu. Giysisi fazlaca muntazam ama mütevazi, tümüyle sahibi

bulunmuş olduğu o yüklü servet için epey sıradandı. Bu da onun

seçimiydı, paragöz biri değildi.

Çumra Mutlu Son

Kadın Cole gider, gitmez beni yanına oturttu. Beni dikkatle

incelemek için hoş bir tatlılık ve neşe ifadesiyle yüzünü bana

çevirmişti. Sonradan, onu daha yakından tanıyınca, anladım

ki bu konum, aileden gelen kalıtsal bir özelliğin sonucuydu.

Tutkuyu acının ellerinden sunan bu olağandışı yollara teslim

oluncaya dek herhangi bir zevk duymamaktan ötürü kendi

kendisiyle sürekli çatışmasından ve tiksinmesinden kaynakla‐

nan sürekli bir ikilem içindeydi, bunun bilinciyle ezilmesi

sonucunda yüz çizgilerine huysuzluğun ve hırçınlığın izleri

yansımıştı ve aslen bu mizacının doğuştan sevimliliğine çok

aykırıydı.

Üstüme düşeni cesaretle yerine getirmem için yüreklendirme

ve özürlerle geçen bir hazırlık aşamasından sonra ayağa Çumra Mutlu Son

kalkıp ateşin başlangıcında durdu, ben de gidip dolaptan gerekli

aletleri getirdim. Bunlar, iki, üç iğne, kayın ağacından

yapılmış kamçılardı. Eline aldı, yokladı ve minimum benim

endişeli önsezilerle izlediğim kadar büyük bir zevkle inceledi.

Arkasından, odanın kenarında duran uzun, geniş sırayı alıp

üzerine yumuşak bir yastık yerleştirerek boylu boyunca

uzanmayı kolaylaştırdı, artık her şey hazırdı.

Ceketiyle yeleğini çıkardı, işareti ve isteği üzerine

pantolonunu çözdüm, gömleğini belinin üzerine kıvırıp

sıkıştırdım, naturel olarak gözlerimi tüm bu hazırlıkların

emrine yapıldığı o keyif veren bölgeye çevirdim. Otlar

arasından kafasını uzatmış bir kuşu gibi, çevresini kaplayan

kıvırcık filizler üzerinde zar zor gösterdiği başıyla gövdeye

çekilip büzülmüş görünüyordu.

Çorap bağlarını çözmek için eğildi ve bunlarla onu sıraya

bağlamam için bana verdi.