Çumra Mutlu Son Hizmeti Ebru

Çumra Mutlu Son

Çumra Mutlu Son

Onlara göre, Jack bu şekilde mertçe özür

dileyerek doğru davranmış, kendini temize çıkarmıştı;

Ralph’ın ise, her nedense haksız olduğu besbelliydi. Şimdi

Ralph’ın, gerektiği benzer biçimde, bunu dürüstçe bir sözle karşılamasını

bekliyorlardı.

Ne var ki, Ralph’ın gırtlağından çıkamıyordu böyle bir söz.

Jack’ın, kötü davranması yetmiyormuş şeklinde, bir de ustaca

konuşmak hilesine başvurmasına büsbütün içerlemişti. Ateş

sönmüştü, vapur geçip gitmişti. Anlayamıyorlar mıydı bunlar?

Beklenen güzel söz yerine, öfkeli bir ses çıktı gırtlağından:

“pis bir işti senin meydana getirdiğin.”

Dağın doruğunda hepimiz sustu. Jack’ın gözleri donuklaştı.

Sonra gene toparlandı.

Ralph, kötü kötü homurdanarak, son sözünü söylemiş oldu:

“Peki, ateşi yakın.”

Çumra Mutlu Son

Şimdi önlerinde yapılacak pozitif bir iş olduğundan, gerilimbiraz azaldı. Ralph sustu. Yerinden kıpırdamadan, ayağının

dibindeki küllere bakakaldı. Jack patırtı gürültü ediyor,

oradan oraya koşuyordu. Buyruklar veriyor, şarkılar söylüyor,

ıslık çalıyor, sessiz kalan Ralph’a bir şeyler söylüyordu.

Jack’ın söylediklerine bir karşılık vermek gerekmediğinden,

Ralph’ın onu terslemesi için de bir niçin yoktu. Ralph hep

susuyordu. Hiç kimse, Jack bile, ona birazcık geri çekilmesini

söyleyemediği için, odunları, her zamanki yerden üç yarda

daha uzağa, aslen pek uygun olmayan bir yere depo etmek

mecburiyetinde bırakıldılar. Ralph, şefliğini böylece kanıtlamış oldu.

Günlerce düşünüp taşınsaydı, bundan daha iyi bir çare de

bulamazdı, şefliğini kanıtlamak açısından. Anlatılması

olanaksız, ama böylesine etkili bir tabanca karşısında güçsüz

kalan Jack, nedenini bilmeden öfkeden kudurdu. Odunların

yığılması sonlandıği sırada, sanki aralarına yüksek bir engeldikilmişti; engelin bir yanında Ralph, öteki yanında Jack

vardı.

Şimdi ateşle ilgili yeni bir bunalım patlak vermişti: Ateşi

yakmak için gereken şey yoktu Jack’ta. Derken Jack, şaşırıp

kaldı; çünkü Ralph, Domuzcuk’a gidip gözlüğünü almıştı.

Jack ile kendi arasında bir bağların nasıl koptuğunu, sonrasında bu

bağın başka bir noktada yeniden iyi mi kurulduğunu, Ralph

kendi bile anlayamadı.

“Geri getiririm.”

“Ben de seninle geleceğim.”

Ralph’ın arkasında duran Domuzcuk’un her bir yanı

anlam ifade etmeyen renklerle çevrilmiş gibiydi. Ralph diz çöktü;

gözlüğün parlayan camını odak noktasına ayarladı. Ateş yanar

yanmaz, Domuzcuk elini uzattı, gözlüğü kaptı.

Ateşte açılan akıllara sığmaz güzellikte, mor, kırmızı, sarı

çiçekler karşısında, kinler eriyip gitti. Bir kamp ateşinin

çevresinde toplanan çocuklar oldular yeniden. Domuzcuk ve

Ralph bile, onlara katılmıştı neredeyse. Çok geçmeden

çocukların birkaçı, yokuş aşağı koşup yeni odun getirdiler.