Çumra Masaj Salonu-Esra

Çumra Masaj Salonu-Esra Bu toplumda bir hanımın âdet kanının bulaştığı çfakatşırlar bayağı bez parçaları değildi; çoğalmanın iyiye veya kötüye kullanılabilecek çok büyük gücünü taşıyorlardı. Bu kıyafetleri kumarhanelerde şans getirsin diye kullanmak, evrenin koruyucu güçlerini ziyan etmek demekti. Bu bağlamda mahkemenin memeyi emen kocayı karısından uzak tutmak için koruyucu tahsis etmesi, tartışmalı durumlarda makul bir tepkiydi.

Öte yandan mahkeme kararlarını gözden geçiren Britanyalı kolonyal görevliler bu inançların aslabirini paylaşmıyorlardı. Evlilik içi seksin bir tek karı kocayı ilgilendirdiğini ve dolayısıyla mahkeme müdahalesinin yakışıksız bulunduğunu düşünerek, genellikle bu tür davaları başlarından savıyorlardı. Karısı uyurken onun bedeninin hazzını çıkaran bir adam yalnız hakkı olan erotik hazzı alıyordu ve kaba güç kullanmadığı sürece hukuka düşen bir rol kalmıyordu. Güç, büyücülük ve şansa dair tüm bu mevzuşmalar ilginç fakat yersizdi. Bölgedeki yerel mahkemeler Avrupalıların bu davaları ciddiye almamalarından şikayet ediyorlardı fakat onlara aldırış eden yoktu. [1] Hukukun cinsel meseleleri iyi mi ele alması gerektiğine dair çatışan görüşler arasındaki parlama noktasında bu vakalar yaşanıyordu. Kuzey Rodezya sakinlerine gore bu bir erdemlilik taslama, özgürlük yahut terbiye meselesi değildi.

Çumra Masaj Salonu-Esra

Çumra Masaj Salonu-Esra Sex, yeryüzü ve gökyüzünün deveranını sağlayan temel kuvvetlerden biriydi. Uygunsuz meydana getirilen seks, tehlikeye davetiye çıkarıyor ve her insanın zarar görmesine niçin oluyordu. Bu tür bir cinselliği yasaklayarak tüm topluluğu felaketten koruyorlardı. Hiç kimse sözünü ettiğimiz talihsiz çifte kıs kıs gülmesin diye seks ve hukuk üzerine “çağdaş” ve “ilkel” görüşler arasındaki değişiklıkların çok belirgin -her halükarda kendini küçümsememişlik taslamaya yetecek kadar açık- olmadığını belirtmemiz gerek. Cinsellik her yerde ve her dönemde dava mevzusu olmuş ve şimdiye kadar çok azca cinsel suç bu ya da şu mahkemenin müdahalesini gerektirmeyecek kadar önemsiz olmuştur. şimal Rodezya’daki kadıncağız, geç kolonyal döneme ilişik hakkaniyet boşluğunun gazabına uğramıştı. Davası, bir sex iddianamesinin nasıl olması icap ettiğini söyleyen 1956 tarihli Batı modeline uymuyordu.

Oysa o ve kocası, mahkemelerin yatak odasında olan bitenlerle düzenli olarak ilgilendiği birkaç yüzyıl öncesinin Avrupa’sında yaşıyor olsalardı, hanım daha anlayışlı bir celsede yer alabilirdi. Avrupa kayıtları, evli eşlerin cinsel büyücülükle suçlandığı -ve birbirlerini suçladıkları- davalarla doludur. Kabahatluları cezalandıran hakimler, çoğu süre, verdikleri kararları camiası Tanrı’nın gazabından korumak için gerekli bularak haklı göstermişlerdir.