Çumra Mutlu Sonlu Masöz Hülya

Çumra Mutlu Sonlu Masöz

Midem burulmaya başlamıştı, içeride sıkıştırılan vida ve o feci uyarıcı bir arzu, bana, boyun eğip geri çekilmekten başka bir yol Çumra Mutlu Sonlu Masöz bırakmıyordu. O sözler deniz kızlarının mırıldandıkları melodiler benzer biçimde geldi bana. Bilgili olarak, fakat canımı da acıtırcasına, kendimi sergiledim. Avucuma düşmüş olduğunü belirttikten sonrasında ancak kaç yaşında olduğumu sordu. “On altı,” diye yazdım. Tüm bir sayfa boyunca şaşkınlık içinde ağzı açık kalmış gülücükler, smiley’ler gönderdi, en sonuncusu gülen smiley idi. Sonra: “Canın çıksın! Tebrikler!” “Ne için?”. “Daha şimdiden bu kadar deneyimlisin…”. “Evet”.

Çumra Mutlu Sonlu Masöz

“İnanmıyorum”. “Ne dememi bekliyorsun ki… Gerçi ne önemi var ki, nasıl olsa hiçbir zaman görüşmeyeceğiz. Katanyalı değilsin ki”. “iyi mi değilim? Evet, Ben Katanya’da yaşıyorum”. Hassiktir!.. Ğansa bak, düşe düşe Katanyalıya düşmüşüm. “Eee? Ğimdi benden ne istiyorsun?” diye sormuş oldum, cevabınıadım benzer biçimde biliyorken. “Seni tokmaklamak”. “birazcık önce tokmakladın ya”. “Yoo,” yazdı. Bir başka gülen smiley ve “gerçekten”. Birkaç saniye düşündüm, ekrana cep numaramı yazdım, birkaç saniye gönderip göndermeme konusunda kararsız kaldım. Ekranda “Teşekkür ederim” yazısını görünce, yaptı‐ ğım işin boktanlığının fark etmiştım aslına bakarsak. Hakkında aslabir şey bilmiyorum; adının Fabrizio, yaşının otuz beş olduğundan başka aslabir şey! Buluşma yarım saat sonrasında Corso Italia Caddesrnde.

Artık şeytanın, kimi süre kılık değiştirerek insanların karşısına çıktığını ve gerçek kimliğini ancak istediğini ele ge‐ çirdikten sonrasında gösterdiğini kesin olarak biliyorum. Önce, yemyeşil ve pırıl pırıl gözleriyle gözlerinin içine bakıyor, sonra gönlünü okşayıcı gülümsemesi ile yüzüne gülüyor, boynunu hafifçeçe öpüyor ve en nihayetinde seni yutup yok ediyor. Önüme çıkan adam şıktı, yakışıklı sayılmazdı; uzun boylu, irice, seyrek ve kır saçlıydı (gerçekten otuz beş yaşlarında mıydı, onu da allah bilir), gözleri yeşil, dişleri griydi. İlk görüşte etkilendim, sadece arkasından chat’teki adam ol‐ duğu aklıma geldi, irkildim. Işıl ışıl aydınlatılmış şık dük‐ kânların vitrinlerinin önündeki pırıl pırıl temizlenmiş kaldı‐ rımda yürüdük. Bana kendinden, işinden, bebeklerinin do‐ ğumundan sonra evlenmek zorunda kaldığı fakat aslabir zaman sevmediği karısından söz ettik. Güzel bir ses, sadece beni biraz rahatsız eden aptal bir gülmesi var.